KADINSAN!
Nefes alıyorsan umut var derler ya, bu ülkede KADINSAN ve tüm kötülüklere rağmen hala nefes alabiliyorsan umut değil de şansın var demektir.
Evet evet aynen öyle….
Bu ülkede kadın olmak, hayatımızın her alanında var olabilmek için mücadele etmek, hayatımızın her anında ”Ben de varım!” diye haykırmak demektir.
Yoksa birileri tarafından sesimiz hep kısılacaktır, öteki olmaya zorlanacağızdır.
Kısacası zordur bu ülkede kadın olmak.
Aslında; Kadın bir seviyedir hep yüksekte tutulmalıdır.
Ama bu ülkede kadın olmak zor zanaattır, örf ve ananeler yüzünden üzerimizde aşırı baskı vardır, ekonomik özgürlüklerimiz yoktur, kadının duygularını anlayan yoktur.
Kadın ağaca benzer, ağaç kurursa, kırılırsa bir daha yeşermez.
Kırılmış dalları da ölüdür, hem bedenen, hem ruhen öldürülen kadınların olduğu toplum, itici gücünü kaybetmeye mahkumdur.
Kadınsız bir toplumun ilerleyemeyeceğini herkes çok iyi bilmelidir,
Zeki, akıllı, cesur insanlar, kadını öne çıkarırlar, kadını öne çıkarmaktan korkmazlar ve kadını daima el üstünde tutarlar.
Kadın bir seviyedir, kadın bir kültürdür.
Kadın yaşamın sürekliliğini sağlayandır ama ödülü dayak ve küçümsenmektir.
Biz kadınlar, sadece kağıt üzerinde özgür ve eşit bir yurttaşızdır.
Kadın sosyal, ekonomik ve politik yaşamda her zaman ikinci sınıf vatandaş olarak yer almaktadır, işyerindeki çalışmamız biter, evdeki bitmez ama bu ülkede yine de, erkek her zaman kadından değerlidir.
Bu arada bir de köydeki kadınlar vardır onların durumu ise daha da vahimdir.
Hem tarlada çapa sallar, hem de evdeki yaşamın sürekliliğini sağlar, buna karşın aldığı ödül nedir?
Kadın olmak çok zordur.
Dünyanın neresinde olursanız olun kadın olmak çok zordur ama Türkiye’de kadın olmak çok daha da zordur.
Yapılan sohbetler sırasında herkes birden susar ve ortalıkta çıt çıkmazsa ” aaaaa kız doğdu” derler.
Herkes kız doğunca suskunluğa kapılıverir ve en kötüsü de üst üste kız doğurursa, analar çevre tarafından dışlanırlar erkek çocuk doğuramadıkları için aşağılanırlar.
Halbuki erkekler üreme konusundaki cehaletliklerini bir okuyup öğrenseler, doğan çocuklarının cinsiyetlerinin kendilerinden geldiklerini bir bilseler ne düşünürlerdi acaba!!!!
Kadın olmak çok zor bu ülkede, kadın olmak demek aile içinde ki şiddet ve kabadayılığa maruz kalmak demektir, herkesin gücü evdeki biz kadınlara yeter, bacak kadar çocuk bile erkekse yerinden kalkmaz ve ablasından, annesinden hizmet ister.
Ev halkı da bunu pek beğenir aferinler gelir.
Çocuğun arslan gibi adam olacağına oracıkta karar verirler.
Ailece ve bu ülkede toplumsal ve kültürel baskının şiddeti biz kadınların ensesinde boza pişirmekten başka bir şey değildir.
Evli olsun olmasın kadın öyle kendi başına canının istediği gibi sokaklarda dolaşamaz velev ki dolaştı başına bir iş gelirse “bir başına ne işi vardı oralarda” denir ve en kötü muameleleri görür.
Bu ülkede hiç kimsenin aklına erkek çocuklarına kadına değer vermeleri gerektiği öğretilmez, sadece kadınların başına gelenler sonrası nasıl ortalıktan yok olması gerektiği öğretilir.
Ortalıkta istediği gibi dolaşan kadınları değil de ortalığa dökülen kontrolsüz erkekleri inlerine kapamak daha kolaydır oysa….
Bu ülkede kadının, kiminle evleneceği, nasıl giyineceği, kaç çocuğu olacağı, çocuklarını nasıl doğuracağı, onlara nasıl eğitim vereceği gibi konularda hiç fikri alınmaz.
Hatta kendilerini toplum mühendisi zannedenler bu konularda kararlar alarak yürürlüğe bile sokarlar.
Kadına sormadan, onun bedeni üzerinden hüküm verirler.
Kadın olmak çok zor bu ülkede hele bağımsız kadın olmak ve ben de varım demek daha da zor…
O vakit; HAYDİ KADINLAR!
Önümüze konulan hayatı hiç bir seçeneğimiz yokmuş gibi kabul etmek veya silkinip yeni bir hayat kurmak bizim ama sadece bizim ellerimizde.
Bu ülkede; her türlü ahlaksızlığın yapıldığı, insanlığın içe sayıldığı, kadın cinayetlerinin arttığı, halkında bu durumu kanıksadığı, adaletin kesinlikle olmadığı yobaz ve cahil ülkede, sesimizi duyurmaya bir gün değil her gün biz buradayız demeye…