İnsan yaptıklarından sorumludur derler. Sizin benim gibi sıradan insanlar için doğrudur belki ama siyasetçiler için geçerli midir bu söz. Görüp, duyup, bilip, düşünmemek, yapmamak, müsade etmek belki de kabahatlerin en büyüğüdür. Sade vatandaş olarak sokaktaki kavgaya müdahale etmeyebilirsiniz. Ancak polisi aramayarak ölecek yada yaralanacak kişi için sizde sorumlusunuz. Sizde kabahatlisiniz. Aradığınız halde gelmeyen, geç gelen her polis, ambulans, itfaiye devlet adına görev yapan hükümetlerin ve diğer yetkililerin vebalidir.
Meyve veren ağaç taşlanır. Seçim sonrası görevine devam eden hükümet ve kendini hala başbakan sanan halkın seçtiği cumhurbaşkanı şunu yaptık bunu yaptık şöyle hizmet ettik böyle hizmet ettik diyor. Meyve verdik ama yiyemedik edebiyatındalar. Sanayileşen ülkeyi sadece inşaat sektörüyle sınırladınız. Meyve veren ağacın dallarını kopardınız. Çözüm süreci dediniz yıllardır terör örgütü yol keser, sınırda şov yapar, vergi toplar Kandilden ahkam keser “niye baraj yapıyorsun der”, bebek katili olur barış elçisi, TSK silah bırakır hatta yakaladığı terörist tanık olur TSK terör örgütüydü der. Bunlara göz yumup bölgede görev yapan insanları hor görmek, gazilerimizin haklarını gasp etmek standart uygulama olmuştu. eskiden meclis toplanır İncirlik üssü için karar verirdi. Şimdi güneydeki bütün üslerimiz yabancıların kullanımında. Sanki işgal edilen Irak değil Türkiye. Devletin başında ayrılıkçı örgüt olsa ancak bu kadarını yapabilirdi.
HDP barış söyleminde bulunsa da aslında arkasında terör örgütü olan ayrılıkçı bir parti. Bunu davranışlarıyla ortaya koyuyorlar. Terör örgütünün herhangi bir kayıp yaşaması karşısında silahlar susmalı, hak, eşitlik, barış, kardeşlik diyorlar. Türkiyenin herhangi bir değeri (vatandaş, kolluk kuvvetleri, tesis, araç, gereç, yakılan tırlar, vb,) zarar gördüğünde aynı feveranı görmeyi bırak, geçmiş olsunu da geçtim, terörü meşrulaştırma söylemleri yapıyorlar. Yani HDP ne olduğu konusunda açık ve net. Bu bağlamda mertler. Terör şerefsizlerin işi. Terörü arkasına alanlar şerefsiz oğlu şerefsiz.
Ege denizinde işgal altındaki adalarımız kurtarılmayı bekliyor. Kıbrısta iki taraf birleşme görüşmeleri yapıyor, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı asimilasyon ve soykırım devam ediyor, et üretimi et ihtiyacını karşılamıyor, mevsiminde sebze meyve ateş pahası, stokçuluk artmış, hala 276 milletvekili biraraya gelip hükümet kuramadı. Seçim olsa ne olacak hangi ayrılıkçı daha iyi ona mı karar vereceğiz.
Ayrılıkçılar

Bu makaleyi paylaş
yorum Yap