Toplum sermayesi varsa bir mensubiyet şuuru, bir millet olma hissi, geçmişten gelip geleceğe beraber yürüme arzusu ve isteği vardır.
Temeli ahlaka ve karşılıklı güvene dayalı sosyal sermaye, refahın ve mutluluğun kök sebebidir.
Bir başka ifade ile güven ve adalet duygusu, toplumdaki insanlar sosyolojik olarak birbirine güveni, aralarındaki ilişkilerde hakkaniyeti adalet ve ahlak kurallarına uymaları, diğer taraftan imtiyaz adamını bulma rüşvet gibi yollara sapılmadan ve refahın kalkınmanın asıl sebepleridir.
Ahlak refahı, ahlaksızlık ise fakirliği meydana getirir doğurur.
Açıkgözlülük ise aptallığı ifade eder, uluslararası araştırmalarda güven artırıcı listede ülkemiz ne yazık ki 117. sıradadır..
Birbirine güvenmeyen insanlardan oluşan bir toplumda ne ahlak ne refah ne huzur bulunur.
Güvensizliğin huzursuzluğun ve yolsuzluğun en büyük bileşeni yalandır.
Oysa İslam dininde yalan en büyük suçlardan sayılır.
Osmanlının yükselişindeki en büyük unsur, ahilik kültürünün hakim olmasıdır. Ahilik kültürünün oluşturduğu toplumsal kültürün sayesinde yükselmiştir bu kültür erozyona uğrayınca sosyolojik olarak erime çürüme başlamıştır ki sonucu Osmanlının dağılması ile bitmiştir.
Adaleti Kuran-ı Kerim’den tanımlamak lazım kısacası.
ADALET KENDİNİ BİLE KAYIRMAMAKTIR. .