İran Şahı’nın Basra Körfezini bir İran gölüne çevirme hayali ile gerilen İran – Irak ilişkilerinde İran 1961′ den beri Kürtler’i Irak’a karşı kullanmış ve her türlü Kürt ayaklanmasına destek vermiştir.
1968 Temmuz’unda Irak’ta Baas Sosyalist Partisi iktidara gelince özellikle İhtilal Komuta Konseyi başkan yardımcısı Saddam Hüseyin Takriti’nin çabaları ile 1961’den beri Irak’ın başına dert olan Kürtler ile bir anlaşma imzalanmıştır.
Bu anlaşma gereği Kürdistan Demokrasi Partisi lideri Molla Barzani ile 1970 Mart’ında Kürtlere muhtariyet veren bir anlaşma imzalanmıştır.
Bu suretle Baas rejimi yıllardan beri Irak’ın uğraştığı meseleyi bu tarih itibariyle muhtariyet vererek bertaraf etmiştir.
Aynı Kürtler 1970’te Irak’ta muhtariyet kazanan Molla Barzani’nin oğlu Mesut Barzani’yi 2012’de Türkiye’yi yöneten AKP’nin genel kongresinde “Türkiye seninle gurur duyuyor ” diyerek kürsüye çıkartarak sahiplenmiştir.
Daha öncelerde 1. dünya savaşının hemen ertesinde İngiltere’nin Kafkaslar, Türkiye, Suriye, İran ve Irak üzerinde bir baskı unsuru oluşturmak için bir Kürt Devleti kurmayı/kurdurmayı düşünse de bu düşünceden tehlikeli olabilir diye vazgeçmiştir.
Ancak, Türkiye ile Musul anlaşmazlığı sırasında 1925’te Doğu Anadolu’da bir Kürt ayaklanmasını da desteklemekten geri kalmadığı gün gibi ortadadır.
Benzer yöntemle 1925’te Irak’ta bir Kürt ayaklanması çıkarılsa da Ortadoğuya iyice yerleşen İngiltere buna karşı durarak ayaklanmayı bastırmıştır.
Bunun sonucunda da Irak Birleşmiş Milletler cemiyetine üye ülke sıfatıyla katılırken Kürtlerde azınlık haklarını almıştır.
Yukarıda da kısa hikayesinden anlaşıldığı gibi yakın tarihte hep karışıklık çıkarmak için kullanılmış olan Kürtler günümüzde de Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Türkiye, Irak, İran, Suriye’de faaliyetlerini sürdürürken Kuzey Irak’ta nihayet “Kürdistan” adı ile devletlerini de kurdular ve devamında sınırlarını tam olarak oturtma durumuna geçtiler.
Tabi ki bölgedeki petrol rezervleri ve doğal kaynakların fazlalığı İngiltere gibi gelişmiş diğer batılı ülkeler, iştahını kabartmakta birlikte çeşitli imkanlarla donattıkları basın yayın kuruluşları ve destekledikleri hükümetlerle birlikte bu coğrafyayı yeniden dizayn etmeye devam etmektedir.
Bu olayın dizaynında da ABD dahil diğer bütün ülkeler bilerek veya bilmeden İngiltere’nin taşeronluğunu yapmaktadırlar.
Çünkü burada ki asıl amaç üstün İngiliz çıkarlarının dünyanın her yerine hakim kılınmasıdır.
Bu sonuca giden her yol da İngiltere için mübah görülmektedir
Aynı İngiltere önümüze ABD ve İsrail piyonlarını sürerek dikkatimizi o yöne çekmiştir.
Türkler üzerinde de sistematik bir uyuşturma hareketi başarılmış ve dünya tarihi boyunca tek rakibi olan Türkleri böl- parçala- yut oyunlarıyla bugüne getirmiştir.
1984 ten beri yaklaşık 30 yıldır Kürtleri Türklerin karşısına çıkaran ve başına bela eden yapı, kukla hükümetlerle milleti son 10 yıldır ver kurtul mantığına hapsetmiştir.
Bu hapsetme öyle bir şekil almıştır ki; Geçtiğimiz Ramazan ayında bir iftar yemeğinde vatan evlatlarının katili ile görüşen bir başbakanı aynı vatan evlatlarının analarına ve babalarına elleri patlarcasına alkışlatmıştır ve halen daha alkışlatmaktadır.
Avrupa’da Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nden 7 ülke çıkarma başarısını gösteren bu zihniyet bakalım “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden kaç devlet çıkaracak?”
Veya başka bir soru “çıkarmaya gücü yetecek mi?” 21 ocak 2013