Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, sadece Marmara Denizi’nden geçen fayda değil, Türkiye’nin başka yerlerinde de 7 ve üzerindeki büyüklükte deprem olabileceğini söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener Türkiye’nin sadece Marmara Denizi’nde değil, diğer yerlerinde de deprem riski olduğunu belirterek, “Hep Marmara’ya dikkati çekiyoruz ama Türkiye’nin başka yerlerinde de potansiyel deprem olabilecek yerler var. Biz Marmara’da deprem beklerken Türkiye’nin başka bir yerinde 7’nin üstünde deprem olursa şaşırmamamız lazım” dedi.
Kuzey Anadolu Fayı’nın 1939’da Erzincan depremiyle başlayan hareketinin kırıla kırıla batıya doğru geldiğini anlatan Özener, şunları kaydetti:
“1967 Adapazarı, 1999 İzmit, 1912 Şarköy Mürefte depremi. Fay üzerinde arada boşluk var. Onun dolması lazım. Bunun yanında bir de Erzincan’ın doğusunda Yedisu bölgesi var. Yedisu fayında uzun yıllardır deprem olmuyor. Ovacık fayı da suskun. Birçok yerde Türkiye’de deprem olma olasılığı var. Ancak Marmara Bölgesi’nin nüfus yoğunluğu fazla. Burada olacak bir deprem Türkiye’yi, hem nüfus hem de ekonomik kayıplar anlamında doğuda olacak bir depremden daha fazla etkileyecek.”
‘Marmara İçin 5-7 Saniye Önce Uyarı Alabiliyoruz’
Deprem yaşandıktan sonra yıkıcı dalganın arkadan geldiğini dile getiren Özener, “Yıkıcı dalga yerleşim yerlerine ulaşmadan deprem geleceği haberini alıyoruz. Bu bilgisayardan bilgisayara yapılan bir bağlantıdır. Marmara için 5-7 saniye önce uyarı alabiliyoruz” dedi.
Haluk Özener, Marmara Denizi’ndeki Kuzey Anadolu Fayı’nın kıyıya çok yakın olduğu için uyarı zamanının da kısa kaldığını belirterek, “Aynı sistemi Japonya da işletiyor, orada belki 1-1.5 dakika süremiz var. Kırılacak yer belki 300 kilometre uzakta. Marmara’da ise kıyıya 15-20 kilometre uzakta. Yeteri kadar vatandaşın aksiyon alacak hareketi yok. Bu sistemle Marmaray’ı durdurabiliyorsunuz, İGDAŞ’ın gazını kesebiliyorsunuz” şeklinde konuştu.
Türkiye’deki sismik ağlar sayesinde erken uyarı sinyalini üreten rasathanenin bu sisteminin birçok kurum tarafından kullanılabileceğini vurgulayan Özener, “Bu sistemi alıp entegre olabilecek her türlü kurum bunu kullanabilir. İGDAŞ kullanıyor. Kritik sanayi tesisleri, petrol üretim tesisleri, santraller bu sistemi kullanabilir. Deprem olmadan yapacağımız bir birimlik harcama, deprem olduktan sonra harcayacağımız 100 birimi karşılayacak belki de. Bu yönde düşünüp aksiyon almakta fayda var” ifadelerini kullandı.