Seneler önce kurtuluş savaşı sonrasında Türk milletini medeni milletler seviyesine çıkarmak amaçlı olarak Atatürk tarafından yapılan kılık kıyafet değişikliği birtakım çevrelerce kafirlik olarak algılansa da amacına ulaştı.
Devamında eski düzen kılık kıyafette ısrar edenlerde mecburen kendi giyim kuşamlarını zaman içerisinde dünya düzenine uydurmak zorunda kaldılar.
Aslında Atatürk’ün kılık kıyafet değişikliği istemesine karşı olanlar “din elden gidiyor” naralarıyla yaptılar bu işi.
Din bezirganları bugün olduğu gibi dünde vardı yani.
Tesettür dediğimiz kavramı içini boşaltarak günümüze taşıyan bu güruh, tesettürü olması gereken şeklinden çıkarıp “altı kaval üstü şişhane” şekline büründürmüştür.
Dün başörtüsü dediklerini bugün türbana dönüştürmüş, dün üniversitelerde okuyan kızlarımızın başörtüsü sorunu namusumuzdur derken bugün yüzde iki buçukluk bir kesimin sorunudur demesini bilmişlerdir.
Gerçi sindire sindire geldiklerine göre bu sorunu da sindire sindire halledecekleri gün gibi ortada.
Aslında akıllı bir yöntem izliyorlar sabırla ve sükunetle.
Taşları bir bir yerine koyarak.
Çünkü kurdukları düzenin uzun yıllar yıkılmasını istemiyorlar.
Basın, yargı, polis ve askerden sonra şimdi de okullardaki kılık kıyafeti şekillendirmeye dizayn etmeye başladılar.
“Serbest kılık kıyafet devrimi ” 3. Tayyip Erdoğan hükümeti döneminde önümüzdeki eğitim öğretim yılında hayata geçirilecek.
Her konuda olduğu gibi kervan yolda dizilir mantığında olan hükümet önüne arkasına bakmadan akşama kadar muhalefet ettiği batı medeniyetinin özelliklerini yavaş yavaş içimize sokmaya başladı bile.
Belki yarın belki yarından da yakın batının eyalet sistemini de alır getirir önümüze koyar bilemezsiniz.
Siyah önlükten mavi önlüğe, mavi önlükten serbest kıyafete.
Buradan da nereye Allah bilir.
Sahi serbest kıyafet adı altında kızlarımızın okullarına başörtüsü ile gelmelerini sağlarken acaba diğer yandan mini etekli kızlarımızın ve bermuda pantolonlu delikanlılarımız olursa onların önünü kim kesecek bu durumda?
Düşünsenize diğer taraftan bikini ve mayoyla okula gelmek isteyen kızların ve erkeklerin feryatlarını nasıl dindireceğiz?
Bir lise sınıfında önde türbanlı kızlarımız arkalarda mini etekli kızlarımız.
Veya aynı sırada minili ve türbanlı.
Dindar gençlik geliyor savulun.
Yukarıda da dedim ya “altı kaval üstü şişhane” misali.
Ha birde bu işin “puşi” boyutu var bakın onu unuttum.
Delikanlı liselilerimiz polisle ve askerle çatışmayı bırakıp okul kundaklayıp araba yakmaktan vazgeçtikleri vakitlerde puşilerini takıp kaleşnikoflarıyla okullarına geldiklerinde çok renkli görüntülere sahne olacaklardır eminim.
Eğitim onların da hakkı sonuçta!