sonsayfa.com isimli sitede yazdığımız Metin Yener isimli köşe yazarı arkadaşımızın MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli ile ilgili yazdığı son yazısı dikkatimi çekti.
Bu yazım sakın karşı yazı olarak düşünülmesin.
Amacım polemik başlatmak değil.
Sayın Metin Yener’i tanımam ama tanışmak isterim.
Dünya görüşü ile ilgili de kesinlikle bir bilgi sahibi değilim.
Sadece yazdıkları bir Ülkücü olarak ilgimi çekti.
Sayın Bahçeli’ye sorduğu sorular ile ilgili bir-iki kritik yapmak istedim.
Sayın Yener ilgili yazısında Sayın Bahçeli’yi önce sevmiş, övmüş.
Sayın Bahçeli’nin siyaset yapma tarzıyla ilgili doneler vermiş okuyucusuna.
Sonrasında da başlamış saydırmaya.
Sayın Bahçeli’nin; ‘‘…Bağımsız Kürdistan’ı inşa ediyorlar, ama bunu çözüm kılıfına saklıyorlar.
Terör örgütünü affetmeye hazırlanıyorlar, şehadetler üzerinden el sıkışarak İmralı canisinin serbest bırakılması için türlü kurnazlıklara başvuruyorlar, ne var ki bunları çözüm etiketiyle kapatmaktan da geri durmuyorlar’’ sözlerini almış ve sormuş ki;
Bu durumda neyi bekliyorsunuz?
Ya da planınız ne?
Bekleyelim ve görelim mi?
Bu mu çözümünüz?
Eğer bu ise; vay halimize Sayın Bahçeli?”
Ve hatta bir adım ileriye giden sayın Yener “Ataları ile övünen bir tabana sahipsiniz…
Hangi atamız kendinden kat be kat üstün düşman karşısında geri çekilmiştir, cepheden kaçmıştır Sayın Bahçeli?” diye de devam etmiştir.
Yazısının sonunu da; “Sözü fazlaca uzatmaya gerek yok!..
‘‘Türk milletinin sırtından hançerlendiğini, ‘sadakatsizler, vefasızlar, yüzsüzler, köksüzler ve vicdansızların’ hiç olmadığı kadar cüret ve ivme kazandığını” da sözlerinin sonuna ekleyen, ciddi devlet adamı Sayın Bahçeli’den beklediğimiz tek bir şey var: KARARLI OLMAK VE GEREĞİNİ YAPMAK.
Yani…
İcraatttt!..” diyerek yazısını bitirmiştir.
Şimdi biraz da biz soru soralım Sayın Yener’e.
Sonuçta Sayın Bahçeli bir partinin Genel Başkanı ise Sayın Yener de güzide basınımızın bir temsilcisi.
Onbinlerle ifade edilen sayıda okuyucusu var.
Allah milyonlara hitap etmeyi de nasip eder inşallah kendisine.
Ayrıca yazılarını da okuyor ve takip ediyorum, güzel de yazıyor Allah için..
Evet gelelim bizim sorularımıza.
Sayın Yener MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin bahsettiği ve kastettiği ülke sizin ülkeniz değil mi?
Tezinize göre sadece konuşan ve hiçbir şey yapmayan Sayın Bahçeli’nin yapmadığını neden Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak siz yapmıyorsunuz?
Yoksa sizin bu konuyla ilgili iktidardan beklentileriniz Sayın Bahçeli ve Ülkücülerden farklı mı?
Ülkücüleri ve Sayın Bahçeli’yi kaçmakla itham ettiğiniz cephede siz neredesiniz?
Veya o cephedemisiniz?
Ha bir soru daha: Sayın Devlet Bahçeli ve Ülkücüler sizin koruma memurlarınız mı?
Canınız ve malınız tehlikeye girdiğinde imdat kolu gibi Ülkücüler ve MHP aklınıza geliyor?
Şimdi bu sorular sizin cevaplamanız gereken sorulardır.
Hani yazınızın sonunda MHP Genel Başkanını ve Ülkücüleri icraat yapmayıp sadece konuşmakla itham ediyorsunuz ya biz ülkücüler olarak sahaları size devrettik.
Hadi buyurun sokaklar, sahalar orada.
Bu sefer siz önden gidin biz arkanızdan geleceğiz.
Kararlı olmak ve gereğini yapmak lazım siz öyle diyorsunuz ya.
Öyle klavyeye basarak bu işler olmaz icraat lazım değil mi Sayın Yener?