Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
Üstad Necip Fazıl’ın “Sakarya” şiirinin bu dizeleri ne kadar da günümüze uygun değil mi?
Başbakan Uludere’de ölen kaçakçılara 123’er bin lira tazminat ödeyeceğini, Milli Güvenlik dersini kaldıracağını söylüyor…
Üstelik Yüksekova’da sokak ortasında gündüz gözüyle infaz edilen askeri personelin katilleri henüz bulunamadan.
Şehit edilen askeri personelin geride kalanlarına devlet ne kadar tazminat ödemiştir merak ettim doğrusu..?
Ya da canlı bombaların hedef sectiği sivil ve masum halk var ya onların yakınlarına çocuklarına ne kadar tazminat ödenmiştir…?
Görev başında kaza yapıp şehit olan askerinden, polisinden kaza yaptığı aracın parasını faiziyle talep eden devlet, yasadışı bir faaliyet yürütürken, üstelik ülkemiz topraklarının dışında hayatını kaybeden insanlara 123 bin lira tazminat ödemesi ne kadar normal olağan bir davranıştır?
Söz konusu Türkiye, Türk milleti olunca sürekli sükunete çağrılıyor olman da normal…
Kundaktaki bebeğe kurşun sıkan İmralı’da ki caninin posterlerini taşıyanlar, PKK’nın güzergahını kullanan kaçakcılar masum sayılıyorlar da ardı sıra albayrağa sarılı gelen şehitlerimiz için sükunete davet edilen hep sen oluyorsun…
Ve evet bu gün Sayın Yusuf Halaçoğlu’nun dediği gibi 1915’te öldü denilen Ermeniler Türkiye’de Kürt olarak yaşıyor…
Düzen sarıkla, sakalla, şalvarla, poşu ile devam ederken , at izi it izine karışmışken AB, ABD, İsrail’de yavaş yavaş emellerine ulaşıyor.
Hiç kimse bana Kürt-Türk kardeştir hikayesi anlatmasın…
Hiç bir Kürt aydınından veya kanaat önderinden Kürt Türk kardeştir sloganını duymadım henüz, duyan varsa anlatsın bende dinleyeyim.
Dünün tiyatrosu tutmuyor artık.
Bugün ülkemizde adına terör dedikleri bir sorun değil daha büyük bir sorun var.
Tanıma, tanıtma ve tazminat dayatmaları ile Türkiyeyi böl parçala yok et hareketi ile karşı karşıya bıraktılar.
Bu sorunda siyasilerin yanlış politikaları yüzünden günden güne iyiden iyiye hortlamış eylemlerini aleni bir şekilde mecliste orda burada yürütülmekredir.
Türk milletinin tarihi yok sayılarak hareket ediliyorsa burada durup düşünmek lazım.
Demek ki bu anlayış kendilerine uygun zemini hazırlanmış…
Milletin meclisinde bölücüler şov yapıyor, alayına isyan çekiyor, Sarkisyan meydan okuyor birileri el sıkışıyor, sokaklar ana baba günü ne oluyor sorsanıza…
Sebahat Tuncel kimdir mesela …
TBMM’de hangi sıfatla bulunmaktadır.
TBMM, “Türkiye’nin tarihi ile yüzleşmesi gerektiğini, Dersim’i , sözde Ermeni Soykırımını ve hatta Kürt Sorununu tanımalıdır” şeklinde bir konuşmayı nasıl ve nereden aldığı cesaretle dile getirmektedir…
Diyorsun, diyorsun ama sonrada çok uzağa gidemiyorsun.
Yaşananlar o kadar aleni ki;
Türk milletinin egemenliğinin kullanıldığı Meclis’te bu millete “katliamcı” diyebilmiş bir başbakanımız var.
Geçmişten bu güne kuyruk acısı olan dış güçler ve içerdeki işbirlikçileri malesef ki Türk milletinin meclisinde Türk milletine olan kinlerini kusmaktalar.
Durum böyle olunca da hiç kimse Türk milletine sükunet çağrısı yapmasın.
“İki el bir baş içindir” deyip düşünme vakti çoktan gelmiştir hatta geçiyordur bile…
Bu gün açılım, demokrasi, hatta ileri demokrasi hakikatleri araştırma diye diye Habur’da davul zurna derken adım adım bu günlere geldik.
Bu adımlar büyük yaralar açıyor ki, altını bir türlü dolduramadığımız şu Kürt Sorununa odaklanmış kravatlı adamlar, gümbür gümbür gelen bir TÜRK SORUNU’nun farkında bile değiller…
Milli siyaset erimeye başlamıştır ve milli siyaset eridikçe de gemisini yüzdüren kaptandır diyerek hareket eden insanlar çoğalmaktadır…
Tarihin kırılma noktası dediğimiz bu süreç de ben ve benim gibi milyonlarca şuurlu insan her şeye rağmen diyerek başı dik, anlı pak bir şekilde gökler de dalgalanan nazlı al bayrağına bakarak NE MUTLU TÜRKÜM diyerek haykırıyor duyuyormusunuz..?
Erotik shop için tıklayınız.
Sex shop için tıklayınız.
Kadıköy erotik shop için tıklayınız.
Beşiktaş erotik shop için tıklayınız