Önceleri göçerdik. Sonraları manav* olduk. Cumhuriyetle şehirleştik kentler kurduk. Şimdilerde
kentsel dönüşümcü olduk. Göçerken, manavken, şehirler kurarken yoğurt yapmayı, müzikle
tedaviyi bulmuş, henüz bilinmeyen toprakların haritalarını çizmiş, az zamanda çok çalışıp yeniden
bir yurt kurmuştuk. Her dönemin her neslin kendine göre icadı olmalı bizim payımıza da kentsel
dönüşüm düştü.
Can tatlı. Para daha tatlı. Ata yadigarı küçük korular haline gelmiş bahçeli evleri önce bahçeli
apartmanlara dönüştürdük. Ağaç ve çiçekleri azalttık. Birde kulp bulduk. Sihirli kelime peyzaj.
Deprem korkusuna bahçeli apartmanları yıkıp rezidanslara dönüştürüyoruz. Bahçeler oyulup
beton ile dolduruluyor. Otopark ve sığınak adı altında toprak yerinden edilip, Marmara denizine
dolgu alanı diye dökülüyor. Tabi demokrasiyi benimsemiş biri olarak balıkların incir, çitlembik,
çam, armut, elma ağaçlarının faydalarından yararlanma özgürlüklerinin ayaklarına kadar
getirilmesine karşı çıkamam. Ama balıklar bunu istiyor mu diye sormadan edemiyorum.
Kentlerimizi dönüştürüyoruz. Daha sağlam olduğuna inandığımız binalar yapıyoruz. bu binaların
bahçelerine taşıma toprak döküp ithal çiçekler, ağaçlar dikiyoruz. Büyük gösterişli saksılar içinde
ağaçları, bitkileri istediğimiz yere koyuyoruz. Üst komşu ithal çam ağacının yerini beğenmedi mi;
sıkıntı yok hemen yerini değiştirelim. Saksının altına birde teker ekledik mi değme keyfime.
Beton bahçede ayaküstü komşumla laflayacak mıyım. Gelsin saksıdaki o heybetli ağacın gölgesi.
Neymiş o efendim fidenı dikecen de büyüyecekte gölgesinden, meyvesinden faydalanacanda ,
ölme eşşeğim ölme. Eskidendi onlar, şimdi saksıda hazırı var.
Saksılara özgürlük hareketi tüm yurtta tüm heyecan ve hızıyla devam ediyor. Neydi o öyle
balkonlara, pencere boşluklarına hapis olmalar. Saksılar! kim tutar sizi beton bahçeler sizin.
Tadını çıkarın.
* Türk Dil Kurumu internet sitesinde anlamı: Manav:1. Anadolulu. 2. Oturduğu yerin yerlisi olmayıp başka
yerden gelen, göçmen. 3. Yörük. 4. Yerli halk.