Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezinde görevli Doç. Dr. Bülent Özmen,dün meydana gelen deprem hakkında açıklamalarda bulundu.
İzmir’de gerçekleşen 6.6 şiddetindeki deprem, İstanbul başta olmak üzere birçok çevre ilden hissedildi. Şiddetli deprem, İzmir’in birçok ilçesinde büyük hasarlara yol açarken binaların saniyeler içerisinde yıkılmasına ve denizin taşmasına da neden oldu. 26 vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremde, yaralı sayısı da 831’e ulaştı. Enkaz altındakileri kurtarma çalışmaları ise devam ediyor. Depremin ardından konuyla ilgili uzmanlar tarafından son dakika açıklamaları ise peş peşe geliyor.
ÜNLÜ UZMANDAN DEPREM AÇIKLAMASI!
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezinde görevli Doç. Dr. Bülent Özmen, İzmir’de 6.6 büyüklüğündeki depremin beklenen bir deprem olduğunu söyledi. Özmen, “Geçmişte meydana gelen deprem verilerine diri faylara baktığımız anda o bölgenin deprem açısından tehlikeli olduğu gerçeğini biz biliyorduk. Yani bu bölgede bu büyüklükteki bir deprem beklenen bir depremdi” dedi.
Özmen, sözlerinin devamında İzmir’de meydana gelen depremin ardından tsunami yaşandığını da belirterek şu ifadeleri kullandı;
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde görevli Doç. Dr. Bülent Özmen, İzmir’de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremi DHA’ya değerlendirdi. Doç. Dr. Özmen, Ege bölgesinin ve Ege denizinin Türkiye’nin deprem açısından en aktif yerlerinden birisi olduğunu söyledi. O bölgede irili ufaklı zaman zaman depremlerin meydana geldiğine vurgu yapan Doç. Dr. Özmen, “İzmir’in il sınırları dahilinde, o bölgede 20-25’e yakın fay var. Ege Denizi içinde de keza buna benzer deprem üretme potansiyeli olan diri faylar var. Biz oradaki deprem tehlikesini incelerken hem diri faylara hem geçmiş dönemde meydana gelen depremlere bakarak yorumlarda bulunuyoruz. Tarihsel dönemlerde bakıldığında depremi kaydeden aletler icat edilmeden önce 1900’lü yıllardan önce o bölgede 200’e yakın deprem meydana gelmiş. Aletsel dönemde yani 1900’lü yıllardan günümüze kadar da 17’ye yakın deprem meydana gelmiş. Dolayısıyla hem bu geçmişte meydana gelen deprem verilerine hem de diri faylara baktığımız anda o bölgenin deprem açısından tehlikeli olduğu gerçeğini biz biliyorduk. Yani bu bölgede bu büyüklükteki bir deprem beklenen bir depremdi” dedi.
‘ARTÇI ŞOKLARI DEVAM EDECEKTİR’
Doç. Dr. Özmen, o bölgede beklenen depremin meydana gelmiş olduğuna dikkat çekerek, “İzmir il sınırlarında 17 tane deprem üretme potansiyeli olan diri fay var. Ege denizi içerisinde de keza buna benzer faylar var. Dolayısıyla biz o bölgede deprem bekliyorduk. Diri faylara ve geçmiş dönemde meydana gelmiş faylara bakarak bunu zaman zaman da dile getiriyorduk. Bu 7.0 büyüklüğüne varacak şekildeki depremi ‘ana şok’ diye rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun daha üstünde bir deprem meydana gelme olasılığı yok denecek kadar az. Bu ‘ana şok’ meydana geldi. Bundan sonra ilerleyen günlerde, aylarda bu büyük depremin artçı şokları meydana gelecektir. Şu andaki verilere göre 500’e yakın bir artçı şok meydana geldi. Bunun 35’e yakınının 4’ün üzerinde olduğunu biliyoruz. 2 tanesinin de 5.1 ve 5.0 büyüklüğünde olduğunu biliyoruz. Bunlar 6.0 şiddetine de yaklaşabilir; bunlara da dikkat etmek lazım. Bu 7.0 büyüklüğüne yaklaşık olarak gerçekleşen depremde böyle artçıların olması gayet normal” ifadelerini kullandı.