Tarihleri boyunca hiç bir dönemde devletleri olmamış Kürtlerin artık bir devletleri var, sayın başbakanın kafasında hayat bulmuş bir coğrrafyanın adı artık “Kürdistan”.
Bunu milyonların önünde canlı kanlı söyledi ve herkes izledi.
Daha önceleri Irak’ın kuzeyinde bir bölge olan “Kürdistan bölgesel yönetimi” Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı tarafından “Kürdistan” olarak canlı yayında tescil edilmiş oldu.
Yarın ki yansımaları ne olur olmaz bilmem ama eğer dokunulmazlığı kalktığı anda sayın Erdoğan için açılan davanın dilekçesi hayata geçerse 302. madde ile yargılanmasının yolu açık görünüyor.
Hoş sayın başbakan riski sever, zaten dememiş miydi “Biz merhum başbakan Menderes gibi kefenimizi üzerimize giydik te bu göreve talip olduk.”
Yani onlar zaten ölümü göze alarak bu göreve talip olmuşlardı.
Şu ana kadar da iyi geldiler Allah için, bakalım sonrasında ne olacak?
Allah haklarında hayırlı olan ne ise onu versin.
***
Avrupalıların iddialarına göre uluslar -ortak değerlere, geleneklere ve tarihsel belleğe sahip olan toplumlar- özellikle de yabancılar tarafından asla inşa edilemez.
Uluslar planlanmamış bir tarihsel evrim içerisinde doğarlar.
Amerikalıların ise ulus inşası olarak bahsettikleri şey ise aslında devlet inşasıdır.
Yani kurumlar oluşturma veya ekonomik anlamda inşa edilecek toplumun devletini destekleme şeklinde görülür bu eylem.
Avrupalıların iddialarına göre Amerikalıların iddiaları daha doğru ve gerçekçidir.
Çünkü Amerikalıların bu konuda iddia ettikleri şey genellikle ekonomik kalkınmayla birlikte yürütülen devlet inşası sürecidir.
Yani Avrupa tezine göre yabancıların ulus inşasını beceremediklerine dair tezleri doğru değildir.
Turuncu, mor, yeşil renkli, bahar veya yaz, kış diye mevsimlere ayrılan devrimler bunların dünya üzerindeki en bilinen örnekleridir.
Amerikan modeli ulus inşası modelinde kurulacak devletin savaş sonrası gibi olağanüstü bir dönemde gerçekleşmiş olması da manidardır.
Önce kurmak istediğin toplumu ayaklandır, daha sonrasında yarı bağımsız veya geçici bir özerk bölge kurdur, sonrasında kurumlarını oluştur, çevre memleket hükümetlerini kullanarak yapılacak veya yapılması hesaplanan işin adını dillendir ve son noktayı koy.
Tıpkı bugün olduğu gibi.
Amerikanın BOP Projesi sonucunda birçok devletin sınırlarının değişecek olması ve birçok yeni devletçik kurulacağının Dışişleri Bakanı Condalisa Rice tarafından söylenmesi de boş değildi.
*****
Demokrasi Partisi lideri Molla Barzani ile 1970 Mart’ında Kürtlere muhtariyet veren bir anlaşma imzalanmıştır.
Bu suretle Baas rejimi yıllardan beri Irak’ın uğraştığı meseleyi bu tarih itibariyle muhtariyet vererek bertaraf etmiştir.
Aynı Kürtler 1970′te Irak’ta muhtariyet kazanan Molla Barzani’nin oğlu Mesut Barzani’yi 2012′de Türkiye’yi yöneten AKP’nin genel kongresinde “Türkiye seninle gurur duyuyor ” diyerek kürsüye çıkartarak sahiplenmiştir.
Aynı Barzani Sayın Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da bir açılışta kırmızı halılar üzerinde yürütülerek şeref konuğu olmuştur.
Daha öncelerde 1. dünya savaşının hemen ertesinde İngiltere’nin Kafkaslar, Türkiye, Suriye, İran ve Irak üzerinde bir baskı unsuru oluşturmak için bir Kürt Devleti kurmayı/kurdurmayı düşünse de bu düşünceden tehlikeli olabilir diye vazgeçmiştir.
Ancak, Türkiye ile Musul anlaşmazlığı sırasında 1925′te Doğu Anadolu’da bir Kürt ayaklanmasını da desteklemekten geri kalmadığı gün gibi ortadadır.
Benzer yöntemle 1925′te Irak’ta bir Kürt ayaklanması çıkarılsa da Ortadoğuya iyice yerleşen İngiltere buna karşı durarak ayaklanmayı bastırmıştır.
Bunun sonucunda da Irak Birleşmiş Milletler cemiyetine üye ülke sıfatıyla katılırken Kürtlerde azınlık haklarını almıştır.
Yukarıda da kısa hikayesinden anlaşıldığı gibi yakın tarihte hep karışıklık çıkarmak için kullanılmış olan Kürtler günümüzde de Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Türkiye, Irak, İran, Suriye’de faaliyetlerini sürdürürken Kuzey Irak’ta nihayet “Kürdistan” adı ile devletlerini de kurdular ve devamında sınırlarını tam olarak oturtma durumuna geçtiler.
Tabi ki bölgedeki petrol rezervleri ve doğal kaynakların fazlalığı İngiltere gibi gelişmiş diğer batılı ülkeler, iştahını kabartmakta birlikte çeşitli imkanlarla donattıkları basın yayın kuruluşları ve destekledikleri hükümetlerle birlikte bu coğrafyayı yeniden dizayn etmeye devam etmektedir.