MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi tarafından düzenlenen “Doğumunun 100. Yılında Başbuğ Alparslan Türkeş 3. Türk Gençlik Çalıştayı ve Kurultayı” isimli programda kapanış konuşmasını yaptığında bu konuşan kimdir diye tekraren baktım.
Çünkü sayın genel başkan diyordu ki; FETÖ’cü hainlere, PKK’lı, PYD’li, IŞİD’li canilere karşı milletle yan yana, devletle sırt sırta vererek sonunu hesap etmeden mücadeleyi sürdüreceklermiş.
MHP ve Bahçeli noktasından bakıldığında çok doğru bir yaklaşım ve eylem.
Net bir şekilde ifade edeyim ki bu mücadelenin nasıl süreceğini merak etmiyor değilim.
Dün birbirine ağıza alınmayacak sözleri söyleyen iki lider nasıl yanyana gelip memleket kurtaracaklar göreceğiz.
Ancak işin biraz özüne inildiğinde sırt sırta ve omuz omuza bu hain ve bölücü örgütlerle mücadele sürdürdüğü veya sürdüreceği devletin başı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için farklı zamanlarda;
- “Sayın Erdoğan ya kandil yetiştirmesidir ya Türk düşmanıdır” ,
- “Sende şeref ve mertlik işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış”,
- “Aklıyla arasını açmış klinik bir vaka haline gelmiştir”,
- “Alçaksın ve şerefsizsin”,
- “Cumhurbaşkanı olmanı geçtikte nasıl bir insansın”,
gibi çok ağır ve hakaretamiz sözler sarf ettiğini de cümle âlem biliyor.
Bu cümlelerin karşılığında ise sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Bahçeli için;
- “Irkçılık yaptınız, kavmiyetçilik yaptınız, kabilecilik yaptınız, şeytani olan anlayışa hizmet ettiniz”,
- “Evlenmemiş te olabilirsin ayrı bir mesele ama sen ailenin kadri kıymetini bilmezsin”,
- “Bu adam siyasette çırak bile olamadı ve olamayacak ta”,
- “ Genelkurmay başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi dahi olamazsın”,
- “Ağzından salyalar akıyor”,
- “Ey Bahçeli sana da sesleniyorum, bildim bileli o koltukta oturuyorsun hiçbir işe yaramadın ya”,
- “Gerçekten acınacak bir hali var”,
gibi hiç te devlet terbiyesine yakışmayan bir üslupla hakaret ettiğini izledik ve dinledik.
“Doğumunun 100. Yılında Başbuğ Alparslan Türkeş 3. Türk Gençlik Çalıştayı ve Kurultayı”nda kapanış konuşmasını yaptığı Sayın Bahçeli’ye rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in ülkücülüğün temeline koyduğu 9 ışık doktrininde 6. ilke olan Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik, ilkesini hatırlatmak isterim.
Konuşmada dikkatimi çeken diğer bir konuda isim vermeden İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e yaptığı göndermeydi.
Bahçeli; “Güneşe bakmaya cesareti olmayan, ama güneş iddiasında bulunanlar, gölgede kalmaya, gölgeyi ışık sanmaya mahkûmdur. Ve bunlarla hesabımız acıklı olacaktır” diyordu bu göndermesinde.
Diyordu demesine de asıl acıklı ve acınacak halde kendisinin olduğunu bilmiyordu galiba.
Nitekim yapılan anketler ve toplumdaki tepkilere göre baraj altına düşürdüğü MHP ve şimdilerde omuz omuza yol yürüdüğü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahi kimin acınacak bir halde olduğunu ve kimi acıklı bir son beklediğini çok net bir şekilde ortaya koyuyor.