Karlar düşer! Düşer düşer ağlarımm! -2-

…Yani demem o ki ; yukarıda okuduğunuz her şeyden kaynaklı kardan hiç hoşlanmam ve baktığını görmeyen insandan. Gördüğünü hissetmeyenden de.

Duygusal olun demiyorum. Sadece diğer canlılar gibi olun. Bir arada yaşayabilmek için paylaşın. “Ooooo ne zenginler var onlar paylaşsa dünyada aç kalmaz!” demeyin.

Size ne onlardan? Siz kendinizde olanı paylaşın. Herkes kendinde olandan sorumlu. 2020’de insanın insansız delirebildiğini hepimiz gördük bazen de huzur bulabildiğini ama bir o kadar da hayatın keşmekeşinde savrulup gittiğini de. 2021 senesinde bir şeyleri paylaşarak büyümeyi deneyin. Bir şeyi paylaştığınız zaman azalmazsınız. Her zaman çoğalırsınız. Daha dik durur daha içi rahat olursunuz. Bunu da kimse bilmek zorunda değildir. Siz bilseniz yeter. İnsanın kendini bilmesinden ötesi önemli değildir.

Bu gezegen kendisine saygı duymamızı ve uyum içinde olmamızı istiyor. Başka en ufak bir isteği yok. Bırakın bir yerlerde kıyametler kopsun, ekonomi çöksün, siyasetçiler delirsin. Siz kendi ömrünüzde ne yaptığınızla ilgilenin. Sokağınızdaki ile ilgilenin mahallenizdeki ile. Ve ne zaman ihtiyaç sahibi bir canlı görseniz onun yerinizde en sevdiğinizi düşünün, eşinizi, çocuğunuzu, dostunuzu, evcil dostunuzu. Onun bir ihtiyacı varken birilerinin yanından geçip gittiğini düşünün. Düşündüğünüz de hissettiğiniz acının aynısını tüm canlılara hissedebiliyorsanız o zaman olmuşsunuz demektir. Bana göre en azından.

Bu yazının başlığı kaynaklı herkes aynı şarkıyı mırıldanacak ve şarkıda diyor ki “Hep ismini hep ismini anarım.”. Belki bir kaç kişi okuduktan sonra ufak da olsa bir şeyler yapmak isteyecek ve ismimi anacak. Ben de kendimi nedenini bilmediğim bir huzur içinde hissedeceğim. Belki biraz da olsa düşündükçe bunalan içime su serpecek biraz da olsa ağlamam dinecek. Belki de hiçbir şeye yaramayacak. Ama ben söylemem gerekenleri anlatmış olmanın rahatlığını yaşayacağım.

Çok sevdiğim yöneticimin WhatsApp durumunda “Az çoktur.” yazıyor. Bunun üstüne çok düşünmüştüm. Bir şey varsa çoktur unutmayın. Çünkü; hiç olmamasından iyidir. O nedenle o az dediğiniz şey bile varsa paylaşılabilir. PAYLAŞIN! Elinizde olanı atmayın kullanın. Çocuklarınıza da bunu öğretin. Var olanın her zaman bir şekilde kullanılabileceğini gösterin. Sokaktaki hayvanların başını okşayın, çocuklara gülümseyin, yaşlılara selam verin, çalışana kolay gelsin deyin. Bunlar sizi eksiltmez size değer katar. İstemezseniz yapmayın. Söylediğim için bana da bir şey kaybettirmez. Ben yapıp yüzüme gülümseme katabiliyorum. Bana ne sizin seçimlerinizden der devam ederim. Ben kendi vicdanımla sorunumu çözüyorum. İçim rahat basit bir hayatta yaşıyorum.

Siz paylaşın! Derdinizi paylaşın, sevginizi paylaşın. Mutluğunuzu paylaşın, gözyaşınızı paylaşın. Aşınızı, yerinizi paylaşın. Hatta gelin hep beraber paylaşalım.

Demem o ki; kardan hiç hoşlanmıyorum. Ağlatıyor beni. Bir de dürüst olmak gerekirse kara basınca çıkan ses beni rahatsız ediyor o nedenle de sevmiyorum. Gırç gırç gırç! Öyle ses mi olur? O nedenle de sevmiyorum biraz.

Şimdi kar yağdı diye aklına bunlar geldi demeyin ben geceleri soğuk deyip yine ağlayıp söylenen bir tipim. Yaz gelince de “BİR KAP SU KOYUN!” diye söyleneceğim. Çünkü; doğru olanlar bunlar benim için ve ben bunları söylemekten, insanlara söylenmekten vazgeçmem. İnatçıyımdır.

Ben Ezgi. Artık 30 yaşındayım. En çok beklediğim yaşım buydu. 30 yıl boyunca hep paylaştım. Duygularımı, düşüncelerimi ve sahip olduklarımı. 30 yılım daha varsa hep paylaşacağım. Hiç zarar görmedim bundan hiç rahatsız olmadım. Siz de paylaşın. Gülümsemenizi özellikle. Çünkü; gülümsemek çok güzel.

Şimdi lütfen o evlerinizde bulunan karton kutuları çöpe atmayın en kötü bana yollayın ben onlardan ev yaparım!!! Siz de yapabilirsiniz bence. Deneyin!

Paylaşmaktan kaçmayın, kaçınmayın.

Başka bir yakarışta buluşmak dileğiyle!

Hoş kalın! Hoşça kalın!