Gündem yoğun, gündem hareketli.
IŞİD ile başlayan savaş senaryoları şerefsizlerin şerefli olduklarını ıspat mücadelesine kadar uzadı.
Halbuki şerefsiz her zaman ve her zeminde şerefsizdir.
Bir kişiye şerefsiz diyebilmek için yaptıklarına ve karşı tarafta bıraktıkları algıya bakmak lazım.
Bana göre;
Bir kimse, kaba tabirle yediği kaba pislerse şerefsizdir.
Bir kimse, memleketimizin doğu ve güneydoğusundaki evlatlarımıza bir harf öğretebilmek amacıyla hiç bilmediği bu yerlere öğretmenlik yapmak için gittiğinde kurşuna dizilirse bunu yapan şerefsizdir.
Bir kimse, memleketin bir köyüne yol, baraj, köprü yapan mühendisi savunmasız bir şekilde öldürmüşse şerefsizdir.
Bir kimse, ufo gören masum köylü ayaklarında “anadilde eğitim almak istiyorum” diyerek yakıp yıkma, üniter yapıyı bozma hevesine düşerse şerefsizdir.
Bir kimse, yeni doğmuş kundaktaki bebeye kurşun sıkıp öldürüyorsa şerefsizdir.
Bir kimse, evinde uyuyan polise, karısının-kızının yanında bir askere kurşun sıkıyorsa şerefsizdir.
Bir kimse, Atatürk’ün meclisinde Atatürk’ü yok sayıyorsa şerefsizdir.
Bir kimse, 5000 yıllık Türk’ün tarihini bayrağını ve milletini yok sayıyorsa şerefsizdir.
Ve yine bir kimse, çıkarları uğruna baron sıfatını kendisine layık görerek İstanbul Boğazını seyrederken yukarıdaki eylemleri yapanların uzantısı olan bir siyasi partiye oy veriyor ve bu uğurda kamuoyu oluşturuyorsa şerefsiz oğlu şerefsizdir.
Biraz ağır oldu değil mi?
Bence de.
Ama olsun.
Şimdi kurbağaların zıplama, bizim de zıplayan kurbağaları görme zamanımız.
Bakalım kimler nereye kadar zıplayacak ve şerefsiz olmadığını ıspata çalışacak?
Son 15 gündür vatan evlatları savunmasız bir şekilde toprağa düşerken konuşmayanlar ne oldu da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir sözünden dolayı kuyruklarına basılmış gibi ciyaklamaya başladılar.
Hangi çıkarları zedelendi?
Hangi kumpasları tersine döndü?
Anayasaya göre kurulduklarını ifade ederek her defasında milletin asıl karar mercii olduğunu iddia edenler neden tekrarlanacak olan erken genel seçimden kaçar bir görüntü çizmeye başladılar?
Acaba baronlarının yeniden kendileri için yön göstermeyeceğini mi zannettiler?
Bunu zaman gösterecek.
Açılım-saçılım, analar-babalar ağlamasın, Oslo görüşmeleri, yapısal reformlar, akıllı bıdıklar (!) pardon akil adamlar adı altında birçok ihanet senaryosu ile beraber yürüyenler acaba neden koalisyonu kurup bu baron abilerinin viski kadehlerine kadeh vurmazlar?
***
Son sözüm de sayın başbakan ve cumhurbaşkanına.
Hiç kusura bakmayın.
Bu millet epeyce evladını vatana toprak etti.
Artık sizin de dediğiniz gibi vatan için verilecek evlat kalmadı yani.
Bu vatanın evlatları ölmeye değil yaşayıp yaşatmaya, okuyup öğrenip bilgi ile donanıp dünyaya Türk adını kazımaya çalışan gençler olmaya karar verdiler.
Ha ille de ille vatana kurban verilmesi gereken birileri olacaksa, sayın cumhurbaşkanı Erdoğan talimat versin evde zorla zaptettiğim dediği dantelli perdeden kefen yapıp giyen yüzde 50’lik taraftarlarını bu vatan için feda etsin.
Ve biz de kendilerine müteşekkir kalalım.
Şerefsizlerin şeref mücadelesi !
Bu makaleyi paylaş
yorum Yap